Ağız kuruluğu, ağız içindeki yetersiz tükürük sonrası oluşan bir durumdur. Ağız kuruluğunun nedeni, ilaçlar ve sistemik hastalıklar da olabilmektedir. Ağız kuruluğu sorununa sebep olan ilaçlardan bazıları; ağrı kesiciler, burun açıcılar, depresyon ilaçları, yüksek tansiyon ilaçları, diüretikler ve antihistaminiklerdir.
Tükürüğün görevleri arasında, ağzı ıslak tutmanın yanı sıra; ağız içi enfeksiyon oluşumunu engellemek, diş çürükleri oluşmasının önüne geçmek ve besin sindirimine yardımcı olmak yer almaktadır. Diğer taraftan ağız kuruluğu, pek çok ciddi hastalığın habercisi ya da belirtisi de olabilir.
Ağız kuruluğu semptomu, vücut tarafından salgılanan tükürük miktarında azalma olması sebebiyle gelişmektedir. Günümüzde çok daha sık olarak rastlanan ağız kuruluğu sorunu, birçok farklı hastalıktan kaynaklanabilmektedir. Bu sebeple, ağız kuruluğu tedavisi için sorunun kaynağının tespit edilmesi gerekmektedir.
Ağız kuruluğunun en sık rastlanılan sebebi, kullanılan ilaçlar olabilmektedir. Yaklaşık olarak 500’ün üzerinde ilacın yan etkileri arasında ağız kuruluğu olduğu bilinmektedir. Ağız kuruluğu rahatsızlığına genel olarak neden olanlar şunlardır;
Ağız kuruluğu nedenleri arasında en sık görülenlerden biri şeker hastalığı olarak bilinse de aslında gerçek sebebi, şeker hastalığında kullanılan ilaçlardır. Ayrıca; yukarıda belirttiğimiz nedenlerin dışında esrar ve metamfetamin kullanımı, depresyon, tükürük bezi iltihabı, burun tıkanıklığı ve kabakulak da ağız kuruluğuna neden olabilmektedir.
Gece ağız kuruluğu, önemsiz gibi görünse de düzenli şekilde devam etmesi halinde mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sorundur. Düzenli olarak yaşanan ağız kuruluğunun tedavi edilmemesi; konuşmayı, yemek yemeği ve genel ağız sağlığını olumsuz olarak etkileyebilmektedir.
Gece ile gündüz yaşanan ağız kuruluğu sorununun farklı sebepleri olabilmektedir. Geceleri yaşanan ağız kuruluğu sorunun önemli belirtileri arasında, horlama ve uyku apnesi bulunmaktadır. Diğer sebepleri ise; ilaç kullanımı, yanlış nefes alma, nefes alamama, yaşlılık, kanser tedavisinde alınan radyoterapi ya da kemoterapi, sigara ve alkol kullanımıdır.
Sabahları ağız kuruluğu sorunu yaşayan kişilerin bir uzmana başvurmaları oldukça önemlidir. Çünkü başta şeker hastalığı olmak üzere, Parkinson ve hipotiroidi gibi ciddi hastalıkların ilk belirtileri arasında ağız kuruluğu görülebilmektedir. Gece sık olarak uyanma sorunu yaşıyorsanız yanınızda su bulundurabilirsiniz ve yatmadan önce yağlı, tuzlu ve şekerli yiyecekler tüketmemelisiniz. Alkol ve sigara gibi alışkanlıklarınız bulunuyorsa, bunları da bırakmalı ya da en azından akşamları biraz daha az kullanmalısınız.
Ağız kuruluğunun belirtileri arasında en sık rastlanılanları şunlardır;
Ağız kuruluğuna iyi gelmesi için uygulanabilecek tavsiyeler şunlardır;
Ağız kuruluğunun geçmesi için uygulanacak tedavi planı, sorunun nedeni ve şiddetine göre farklılıklar göstermektedir. Ağız kuruluğu ilaçlardan kaynaklıysa, ilaçların yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Yaşlılarda bazı ilaçların tamamen kesilmesi söz konusu olamadığı için, ağız kuruluğunun giderilmesi adına destek tedavi gerekebilmektedir. Gerekli görülmesi halinde, tükürük salgısını arttırmak amacıyla, doktorun tavsiye ettiği ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca, ağız içi enfeksiyonlarının ve diş çürüklerinin önüne geçilebilmesi adına, diş hekimi ile görüşülmeli ve ağız hijyenine gereken önem verilmelidir.
Hamilelikte ağız kuruluğu nedenlerinden ilki, hamilelik döneminde normalden daha çok sıvı gereksinimine ihtiyaç duyulmasıdır. Bir diğer sebep ise, değişen hormonların ağız sağlığı üzerinde olumsuz etkileridir. Hormon değişiklikleri yalnızca ağız kuruluğuna değil, aynı zamanda diş eti iltihapları ve diş gevşemelerine de neden olabilmektedir. İlave olarak, gebelik esnasında yaşanan gestesyonel diyabet gibi durumların da gebelerde ağız kuruluğuna sebep olduğu bilinmektedir.
Ağız kuruluğu tanısı ve tedavisinde, en önemli noktalardan biri ağız hijyenin sağlanmasıdır. Bu nedenle, günlük olarak dişlerin ve diş aralarının temizlenmesi gerekir. Florür içerikli diş macunun yanı sıra; florürlü ağız suları, florürlü sakızlar ve florür tabletlerinin de kullanımı önerilmektedir. Özellikle, takma diş kullanan kişilerin de dişlerini düzenli olarak temizlemeye özen göstermesi gerekir.
Ağız kuruluğu, kullanılan ilacın yan etkisi olarak görülüyorsa, bu ilaç mutlaka doktor tarafından farklı bir ilaç ile değiştirilmelidir. Ancak özellikle yaşlılarda ilacın değiştirilmesi mümkün değilse, yan etkilerini azaltmak adına doktor tarafından ağız kuruluğunu giderici pilokarpin tablet gibi ilaçlar verilebilmektedir.
Ayrıca tükürük substratları sayesinde, ağızda tükürük miktarı diğer içeceklere oranla daha uzun süre artabilmektedir. Doktorunuzun uygun görmesi halinde, ağız içi tükürük akış hızınızı normal seviyeye çevirebilmek adına, nemlendirme jellerini ve substratları rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Ağız ve dudak bölgesinin kenarları oldukça hassas bölgelerdir. Egzama gibi nedenler dolayısı ile bu bölgede bazen kızarıklık ve kuruluk oluşabilmektedir. Bu gibi durumlarda, doktor tarafından Triamsinolone ve Synmethasone de olmak üzere steroidler reçete edilir. Bu tarz ilaçlar uzun süreli kullanımlarda oldukça güvenlidir. Ancak yine de ilaçların prospektüslerini okuyarak yan etkisi olup olmadığını öğrenmelisiniz. Herhangi bir sorun ile karşı karşıya kaldığınızda da mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.
Şu yazılarımızada göz atabilirsiniz: Diş teli fiyatları ve Ortodontist Kimdir?